AVM’LER BİZİ TÜKETMESİN

AVM’LER BİZİ TÜKETMESİN


Mükerrem Cahide Saraoğlu (Zafer Bilim ve Araştırma Dergisi - Mart 2014)


Hafta boyu çalışıp yoruldunuz. Haftasonunda yorgunluğunuzu atmak, içinizde birikmiş sıkıntılardan kurtulmak, ailenizle keyifli vakitler geçirmek arzusundasınız. Belkide amacınız çocuklarınızı mutlu etmek. Stresten arınıp, yeni haftaya zindeolarak başlamak. Hayatın koşturmacasında bir nebze olsun “nefes” almak. Bununiçin her zaman yaptığınız gibi,tüm aile en güzel kıyafetlerinizi giydiniz vebir solukta en yakın AVM’de buldunuz kendinizi. Amacınız dinlenmekti değil mi? Pekidoğru yerde olduğunuza emin misiniz?

Maalesef günümüzde pek çok insan hafta sonlarını AVM’lerde geçiriyor. Yolunuz düşüp de odev otoparklarda yer bulmakta zorlandığınızda ya da hiç olmadığı kadar tanıdık insanla karşılaştığınızda düşünürsünüz, “acaba biri tüm şehir halkını buraya mıboşaltmış” diye. Onca insan gidecek başka bir yer bulamamış mıdır da, böyledaracık bir yere sıkışmışlardır.Dağlar, bayırlar, yemyeşil ormanlar dururkeninsanlar neden bu havasız mekanda tur atıp dururlar? Hele çocuklar… En çok daonlar yaralar yüreğinizi. Fıtratları ille de toprak diye bağırırken, bu topraksız,havasız kapalı kutuya hapsedilmelerine anlam veremezsiniz.

Çoğu zamanalışveriş için değil de dinleneyim, kafam değişsin diye oradasınızdır. Oysaki alışveriş merkezleri sizi dinlendirmez. Aksine bedeninizi, ruhunuzu ve bütçenizi ciddi bir biçimde yorar. Haydi para harcamadan çıkmayı başardınızdiyelim, en değerli şeyinizi, zamanınızı harcarsınız fütursuzca. Dikkat ettiyseniz tüm AVM'ler benzer şekilde inşa edilmiştir.  Bir kere, içeri girer girmez zamandan koparsınız. Etrafta saat göremezsiniz, havanın karardığını asla hissetmezsiniz.Bazen küçük bir iş için girmiş olsanız bile çıkmanız hep planlanandan uzunsürer. Her ayrıntı insanların içeride daha fazla tutulmasına yöneliktir. Kar,yağmur, çamur yoktur ya, “güvenlidir, temizdir, saatlerce kalınabilir” duygusu uyandırır. Her şey planlı ve kontrollüdür burada. Merdiven ve asansörlerinyerleri dahi, sizin daha fazla dolaşıp daha fazla para harcamanız üzere tasarlanmıştır.Mağazalarda dinlemek zorunda kaldığınız müziklerin temposu, yüksekliği, içeridedaha fazla kalmanıza yönelik ayarlanmıştır.Keza kokular aynı amaca hizmet eder,mağazada rahat ve huzurlu hissedip daha fazla kalmanızı, harcamanızı hedefler.Acıkanlar da unutulmaz, yemek kokuları üst kata davet eder sürekli olarak.Hatta acıkma hissinizi tahrik etmek için havalandırmalardan özel yiyecekkokuları salınır havaya, büyülenir arkasından gidersiniz.

Tercihine bırakılsa açık havada arkadaşlarıyla eğlenmeyi tercih edecek çocuklara, buradaçok özel oyun alanları sunulur. Ebeveynler birkaç ışıklı oyuncağa bindirerek vicdanlarını rahatlatırlar. Bilmezler ki çocuklar tatmin olmaz alışveriş merkezinde. Burada sahip olabildikleri sınırlı, olamadıkları ise çok çok fazladır zira. Özgürlüklerikısıtlanmıştır, oksijen fakiri bir havayı solurlar. Binlerce cep telefonunun,elektrik kablosunun oluşturduğu elektromanyetik alan, en çok da onları etkiler.Dikkat edin, alışveriş merkezlerinde mutlu çocuklardan çok, ağlayan çocuklargezinir etrafta.  


Peki,aleyhimize olduğunu bilsek de neden vazgeçemiyoruz? Boş vakitlerimizde ha bire AVM’lerdebuluyoruz kendimizi.

Artık öylebir tüketim algısıyla yaşıyoruz ki, insanlar ürettikleri değil, tükettiklerioranda kendilerini değerli hissediyorlar. Ne yazıktır ki, yaşadığımız çağın fakirleri “işsizler” değil, “tüketici olamayanlar”. Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar tüketme mecburiyetinde hissediyoruz kendimizi. Hatta tüketiyor gibi görünmek bile haz veriyor artık. Tüketemediğimizde sosyal çevreden,toplumdan dışlanacağımızı sanıyoruz. “Yaşamak için mi tüketiyoruz, yoksa tüketmek için mi yaşıyoruz” bilen yok. Tüketim toplumu insanı için harekethalinde olmak, aramak, hatta bulamamak marazi bir durum değil. Aksine birmutluluk vaadi, belki de mutluluğun ta kendisi. O yüzden günümüz insanı, tüketimtoplumunun “mabed”leri olarak nitelendirilen AVM’lere atıyor kendini. Reklam seslerinin “ulvi ”çağrısına uyarak. Giriyor, gönüllü olarak yerine getiriyor rolünü, yani tüketiyor, tüketiyor, tüketiyor… Farkına varmıyor ki tüketirkentükeniyor, tükeniyor, tükeniyor…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇIKMAZ SOKAKLAR

GÜLERYÜZLÜ İNSANLARIN ÜLKESİ ENDONEZYA

YUZYILLARDIR ZIKREDEN SARAY: ELHAMRA